Abalıoğlu Holding bünyesinde faaliyet gösteren Hifyber, pandemi sonrasında tüm dünyada ciddi bir atık sorununa dönüşen yüz maskelerinin çevreye etkilerini açıkladı.

Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadelede bireysel tedbirlerin başında gelen maskeler, pandemi sonrasında tüm dünyada ciddi bir atık sorununa neden oldu. “Maskelerin dünyamızı tehdit eden çevresel etkileri konusunda henüz yeterince bilinçli değiliz” diyen Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, pandemi sürecinde kullanılan ve rastgele çevreye atılan maskelerin, plastik atıklardan sonra doğayı en fazla tehdit eden kirletici sınıfında yer aldığını açıkladı:

“Bir adet yüz maskesinden denizlere günde 173 bin mikrofiber salınıyor”

”Dünyada her ay 129 milyar maske kullanılıyor. Tahminlere göre Avrupa'da maskeden kaynaklı atık miktarı günde yaklaşık 445 milyon. Çoğunlukla polipropilen malzemeden üretilen tek kullanımlık maskeler, genellikle denizlerde su yaşamına zarar veren mikroplastiklere dönüşüyor. Yakın tarihli bir National Geographic raporuna göre; Jakarta Körfezi’ndeki nehirlerde ve Kenya kıyılarında yüzen maskeler, hayvanlarda ciddi yaralanmalara ve ölümlere neden oluyor. Aynı zamanda tek bir adet yüz maskesinden denizlere, günde 173 bin mikrofiber salınabiliyor. 

Diş tedavileri artık travma oluşturmuyor Diş tedavileri artık travma oluşturmuyor

“Bir maskenin yok olması 450 yıl kadar sürebiliyor”

Okyanusların korunması için çalışan OceansAsia’nın Aralık 2020 tarihli ‘Masks on the Beach: The Impact of COVID-19 on Marine Plastic Pollution’ başlıklı raporuna göre de tek bir maskenin tamamen yok olması 450 yıl kadar sürebiliyor. Bu nedenlerden dolayı yüz maskesi çöpünün neden olduğu plastik kirliliğini önlemek amacıyla toplumların doğru yüz maskesi kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor.  Sürdürülebilir hammaddeler kullanılarak, çevresel etkileri önemli ölçüde azaltılmış olan ve geri dönüştürülebilir malzemeden üretilen maskeler tercih ederek, olası bir çevre felaketini önleyebiliriz” dedi. 

“Geri dönüştürülebilir filtre medyası”

Hifyber olarak yüz maskesi ürünleri için çevreci ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsediklerini ve geliştirdikleri “Nanofiber Filtre Medyası” ile çevredeki plastik atıkların azaltılması yönünde ki çalışmalarına hız kesmeden devam etiklerini belirten Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti: 

“Dünya genelinde yaygın olarak kullanılan maskelerin yüzde 90’ı uzun ömürlü plastik malzemelerden üretiliyor. Kullanım sonrası çevreye rastgele atılan bu maskeler, 450 yıl çevrede kalarak; doğayı, canlıları ve insan yaşamını tehdit ediyor. Hifyber olarak yüz maskelerinde kullanılmak üzere geliştirdiğimiz “Nanofiber Filtre Medyası”nı çevreye duyduğumuz sorumluluk bilinci ile geri dönüştürülebilir hammaddelerden üretiyoruz. 

EN13432 standardına uygun olarak kontrollü koşullar altında, yüksek teknoloji nanofiberlerle birlikte biyolojik olarak parçalanabilen “BIO60 yüz maskesi filtrasyon katmanı” ile, gezegenimizi koruyarak, sürdürülebilir yaşama katkı sağlıyoruz.

“Mükemmel nefes alabilirlik ve yüksek koruma”

“Hifyber Nanofiber Filtre Medyası”nın çevresel boyutunun yanı sıra yüksek filtrasyon verimliliği sağlıyor olması da büyük önem taşıyor. Çok katmanlı tasarım özelliği ile havadaki en küçük parçacıkları yakalayıp, nötralize eden “Nanofiber Filtre Medyası”ndaki elektrospinning nanofiberler, uzun süreli maske kullanımlarında mükemmel nefes alabilirlik ve yüksek koruma sağlıyor. Geliştirdiğimiz N95 filtre medyasının yüksek filtrasyon verimliliği, Nelson Labs ve NC University Nonwoven Institute tarafından da onaylıdır” diyerek sözlerini tamamladı.

HF-BIO60 yüz maskesi filtrasyon katmanı ile maskelerde; N95, N99, FFP1, FFP2 ve FFP3 gibi çeşitli verimlilik seviyeleri elde edilebiliyor.

Editör: TE Bilişim