Tufan HAMARAT/İZMİR, (DHA) - İZMİR Ticaret Odası'nın (İTO), 26 ülkeden 70 uluslararası turizm birliği yöneticisi, havayolu şirketi yöneticisi, tur operatörü, seyahat acentesi ve kongre planlayıcısının katılımıyla düzenlediği 'Tourizmir Zirvesi' başladı. Program kapsamında, bilgi alışverişinde bulunulacak ve konuklara İzmir'in güzellikleri tanıtılacak. Swissotel Grand Efes'te bugün başlayan 'Tourizmir Zirvesi'ne İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB) Yönetim Kurulu Başkanı Başaran Ulusoy, 26 ülkeden 70 konuk ve davetli katıldı. Açılış konuşmasını yapan Demirtaş, toplantının değişik bir formatının olacağını kaydetti. İzmir ile ilgili bilgiler veren Demirtaş, “Ünlü şairimiz Cahit Külebi der ki 'İzmir'in denizi kız, kızı deniz kokar.' Toplantı daveti yapılırken arkadaşlarımız adeta dünya turu yaptı" dedi. Türkiye'nin, Brand Finance 'Marka Ülkeler' araştırmasına göre 751 milyar dolar marka değerine sahip olduğunu hatırlatan Demirtaş, “Türkiye, dünyanın en değerli 19'uncu markası, G-20 üyesi ve dünyanın 17'inci büyük ekonomisi. Turizmde ise dünyanın 6'ncı büyük destinasyonu. Türkiye'nin 2'nci büyük kenti olan İzmir'i markalaştırmak isterken de turizme çok özel önem veriyoruz. Bu yüzden oda başkanı olduğum 1992 yılında 'Yıl 12 ay turizm' diyerek işe koyuldum. İzmir, termal, kongre, şehir, alışveriş, inanç, sağlık, kruvaziyer, deniz- güneş- kum, kayak, yayla gibi çok sayıda turizm potansiyeline sahip bir kent. İzmir'in taşı, toprağı, denizi, tarih, kültür ve hoşgörünün merkezidir. İzmir ile ilgili anlatılacak çok şey var. Odamız öncülüğünde sıfır noktasında başlayan kruvaziyer turizmde 3 yıl üst üste Avrupa'nın en iyi kruvaziyer destinasyonu seçilerek zirveye ulaştık. Turist sayımız 1.5 milyon kişiye ulaşıyor. Oysa bunun birkaç katını ağırlayabilecek potansiyele sahibiz" diye konuştu. “EVET EKSİKLERİMİZ VAR" TURSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ulusoy, İzmir'in 8 bin 500 yıllık bir tarihe sahip olduğunu dile getirdi, “İzmir yaşanılası bir kent, yaşanıldıkça da kalınası bir yer. Evet eksikliklerimiz var, kruvaziyer limanın yenilenmeye ihtiyacı var, inanç ve sağlık turizminin geliştirilmesine ihtiyacımız var. İzmir hiçbir zaman moda olmadı, moda bugün var, yarın demode. Ama biz İzmir'in üzerindeki tozu almaya çalışıyoruz. İzmir başlı başına bir marka. İzmir'de kruvaziyer limanına gelenlerden ayak bastı parası almayın. Rekabet ettiğimiz ülkelerle aramızdaki fark yüzde 40'lara geliyor. Buna rağmen marka olan İzmir ve İstanbul cazibesini devam ettiriyor. İzmir'de toprağın altındaki üstündeki eserler bizim, bunların sergilenmesi gerekiyor, o nedenle kazılara destek veriyoruz. İstanbul, Bursa ve İzmir sağlık turizmi merkezi olabilir. Türkiye artık Avrupa Birliği ülkeleri içinde vize konulacak bir ülke değil. Lütfen oradaki yöneticilere söyleyin akıllarına geldikçe vizeyi zorlaştırmasınlar. Bize vize koyanlara sesleniyorum, unutmayın ki bir gün biz de sizlere vize koyabiliriz. Özellikle Almanya'ya sesleniyorum" dedi. KOCAOĞLU ÇALIŞMALARINI ANLATTI Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, İzmir'in daha iyi noktalara gelmesi için belediye olarak yaptıkları çalışmalara değindi. Bir bölgenin turizm destinasyonu olabilmesi için önce insanına bakmanın gerektiğini vurgulayan Kocaoğlu şu bilgileri verdi: “Bu kent insanlık tarihi boyunca hoşgörünün, çok dinliliğin, çok medeniyetliliğin, çok kültürlülüğün yaşandığı dünyanın en kadim kentlerinden birisidir. İnsanı da bu kültürden her türlü nasibini almış güler yüzlü insanlarımızın yaşadığı bir kenttir. Dünyada 4 milyonu aşkın nüfusu olan kentler arasında en güvenli bölge kentimizdir. Turizmde büyümek istiyorsanız, dünya insanlığını buraya çekmek istiyorsanız, neler yapıyoruz onlara da değinmek istiyorum. Eğer çevre yatırımı yapmazsanız, bütün suyunuzu, havanızı, toprağınızı korumazsanız, bunun için yatırımlarınızı tamamlamazsanız, içilebilir suyu musluklarınızdan akıtmazsanız, en önemli ayağınız eksik kalır. Eğer 8 bin 500 yıllık tarihinizde kazıları desteklemezseniz, tarihin gün ışığına çıkmasını desteklemezseniz, o zaman gelen insanlara neyi gösterecekseniz? İnanç turizminin bu kentte önemli olduğunu söylüyoruz, sinagogları, camileri, kiliseleri restore etmezseniz onlara bakmazsanız o zaman inanç turizminde neyi göstereceksiniz? Biz bunu da yapıyoruz. Kongre ve fuar sektöründe büyümek istiyoruz, altyapınız yoksa, kongre merkeziniz yoksa, fuar aylarınız yoksa, insanları nerede kongre yaptıracaksınız, ürünlerini nerede sergileteceksiniz? Turizmin gelişmesi için kür merkezi yapmaya ihtiyacımız var. Seferihisar jeotermal kaynaklarında kür merkezi yapma kararı alındı. Ayrıca Çeşme'deki termal kaynakları için de kür merkezi yapma konusunda özel sektörle ve Çeşme Belediye başkanımızla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bunları yaparsak sağlıkta termal turizmde ilerleyebileceğiz. Türkiye'nin en nitelikli, akustik olarak dünyada bütün salonlara yarışabilecek Ahmet Adnan Saygun konser salonunu 2008 yılında bitirdik. Karşıyaka'da deniz kıyısında opera binasının imzasını atacağız. Kentimiz ve ülkemizin kalkınması için her türlü özveride bulunmaya hazırız." Konuşmaların ardından oturuma geçildi. İki oturumdan oluşacak toplantının birinci oturumunda 'Dünya turizmi ve trendler', ikinci oturumda ise 'İzmir turizmine dışarıdan bakış, İzmir için farklılık yaratacak alternatif turizm türleri nasıl geliştirilebilir? İzmir'e direk uçuşların arttırılması konusundaki çalışmalar' ile ilgili bilgi alışverişinde bulunulacak. 3 Ekim'de sona erecek program kapsamında, yabancı konuklara İzmir'in farklı güzellikleri tanıtılacak, ikili görüşmelerle İzmir turizminin geliştirilmesi adına çalışmalar yapılacak.