İZMİR, (DHA) - BALIKESİR'DE yaşarken, böbrek hastalığı nedeniyle Manisa'nın Soma İlçesi'ndeki oğullarının yanına taşınan ve yaklaşık 15 ay önce İzmir'de böbrek nakli yapılan Mehmet Ali Demir (51) ile kendisine canlı donör olan eşi Fatma Demir (42), tarlada çalışmayı sürdürüyor. Yevmiyeli işçi olarak, her gün güneşin altında 8 saat birlikte çapa sallayan Demir çifti arkadaşlarını şaşırtırken, Fatma Demir "Bana eski halinize dönersiniz demişlerdi de inanmamıştım. Şimdi birlikte tarlalarda çalışıyoruz, yevmiyemizi alıyor, oturup yiyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok" dedi. Balıkesir'in Dursunbey İlçesi'ne bağlı Yunuslar Mahallesi'nde çiftçilik yapan Mehmet Ali Demir baş dönmesi, kusma, el ayak şişmesi, halsizlik, bitkinlik, çalışamama gibi şikayetlerle doktora başvurduğunda bir böbreğinin doğuştan küçük olduğunu ve çalışmadığını, diğerinin de iflas ettiğini öğrendi. Kesin çözüm olarak böbrek nakli olması gerektiği söylenen Demir Balıkesir Devlet Hastanesi'nde bir ay yattı. Bu süreçte kendisine evde 'periton diyaliz' yapabilmesi için eğitim verildi. Köyüne dönen Demir, periton diyalize başladı. Her seansı yarım saat süren, 3 saat arayla günde 5 kez diyaliz yapma zorunluluğu, Demir'in çalışmasına engel oldu. EŞİ BÖBREĞİNİ VERDİ Böbrek nakli olmaya karar veren Mehmet Ali Demir, eşi ile birlikte maden işçisi oğulları Murat (27) ve Yasin'in (25) yaşadığı Manisa'nın Soma İlçesi'ne taşındı. Demir, oğullarının önerisi üzerine nakil için İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Oğullarının donör olmasına izin vermeyen Fatma Demir'in uygun verici olması üzerine çift ameliyata hazırlandı. 14 Nisan 2014 tarihinde Kent Hastanesi Böbrek Nakli Bölümü Sorumlusu Opr. Dr. Işık Özgü, Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu ve Uzm. Dr. Ebru Sevinç Ok'tan oluşan ekip tarafından ameliyat gerçekleştirildi. Böbreğini verdikten 5 gün sonra taburcu edilen, hastanede kalıp eşine refakat eden Fatma Demir, nakilden iki ay sonra, eşi de kendisinden birkaç ay sonra tarlalara döndü, çapa yapmaya, fide dikmeye başladı. İKİNCİ HAYATI YAŞATTI Yevmiyeli tarım işçisi olarak her sabah Soma'dan diğer işçilerle birlikte tarlalara çapaya gittiklerini belirten Mehmet Ali Demir şunları anlattı: "Beni çalışamayacak hale getiren hastalığın ne olduğunu hastanede öğrendim. Evde periton diyaliz de çok zor oldu, sık sık diyaliz yapmam gerektiği için çalışmamı da engelledi. Oğullarım Kent Hastanesi'nde nakil yapıldığını öğrenmişler. Yakın olsun diye yanlarına taşınıp, ameliyatı oldum. Eskisi gibiyim. Doktorlarım daha erken izin vermelerine karşın 5 ayın sonunda eşimle birlikte işime, yani tarlalara döndüm. Eşime çok teşekkür ediyorum, çok memnunuz birbirimizden. Zaten sevmeseydi vermezdi bana böbreğini. İkinci hayatı o yaşattı bana." 'ESKİ HALİMİZE DÖNDÜK' Tarlada çalışırken kocasının böbrek nakilli, kendisinin de canlı verici olduğunu öğrenen işçilerin çok şaşırdığını, inanamadığını belirten Fatma Demir de, "Bana 'eski halinize dönersiniz' demişlerdi de inanmamıştım. Şimdi birlikte tarlalarda çalışıyoruz, yevmiyemizi alıyor, oturup yiyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok. Eskiden hiç çalışamıyordu, eski haline kavuştu çok şükür" diye konuştu. 'HİÇBİR KISITLAMALARI YOK' İyi değerlendirildiği takdirde canlı vericilerin hayatları boyunca herhangi bir böbrek hastalığı ya da bundan dolayı bir mağduriyet yaşamasının söz konusu olmadığını belirten İzmir Kent Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Ebru Sevinç Ok şunları söyledi: "Vericiler 2- 3 gün, nakil hastaları bir haftada taburcu oluyorlar. O günden itibaren kendi işlerini görmeye başlayabiliyorlar. Bedensel ağır işlerle çalışanlar bir aydan sonra işlerine dönebiliyorlar. Masabaşı çalışanlar çok daha kısa sürede iş başı yapıyor. Hiçbir kısıtlamaları yok. Hayatlarına aynı yerden devam ediyorlar. Demir çifti bunun en güzel örneği."