İbrahim MAŞE/MERSİN, (DHA) - GAZETECİ Nedim Şener, Mersin Gazeteciler Cemiyeti ve Kanal 33 işbirliğinde düzenlenen 'Medya, şeffaflık ve etik' konulu panelde yaptığı konuşmada, "Gazetecilik zenginleşme mesleği olamaz ama maalesef Türkiye'de çok ciddi zenginleşme, statü atlama ve elitler arasına katılma mesleği olarak görülüyor" dedi. Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen proje kapsamında düzenlenen panelde medyada şeffaflık ve etik konuları tartışıldı. Konuşmacılarından Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay, iktidarı eleştirerek "Dün Nedim Şener, bugün Can ve Erdem içeride. Yönetimin acımasızlığı, hukuksuzluğu tepe noktasında. Şu an cezaevinde 30 gazeteci var. Can Dündar'ın oğlu geçenlerde, 'Babam cezaevinde tutuklu ama bir yönden de can güvenliği var' dedi. İçeride olanların dışarıda bulunanlardan daha güvenli olduğu bir algı süreci yaşıyoruz. Bu olayda aslında sanık Can ve Erdem değil, sanık iktidar. İktidarın haksızlığı, hukuksuzluğu yargılanıyor. Yöneticiler kamuoyu gözünde mahkum edildiler" diye konuştu. MEDYAYA GÜVEN DUYULMUYOR Gazeteci Nedim Şener ise Uluslararası Şeffaflık Derneği'nin 3 bin 60 kişiyle yaptığı bir araştırmada Türkiye'de yolsuzluğun ana nedenlerinin sorulduğunu belirterek siyaset ve medya ilişkisinin bu nedenlerin ilk dördünde yer aldığını söyledi. Şener, şöyle konuştu: "Yolsuzluğun nerelerde yaygın olduğu sorusunun sonucu, yüzde 30 medya olarak çıkmış. Gazetecilik zenginleşme mesleği olamaz ama maalesef Türkiye'de çok ciddi zenginleşme, statü atlama ve elitler arasına katılma mesleği olarak görülüyor. Diğer bir soruda, medya en az güvenilen kurum olarak karşımıza çıkıyor. Yolsuzlukla mücadelede medya siyaset ilişkisi ciddi sorun, toplumun 3'te 1'i tarafından yolsuzluğun düşünüldüğü bir alan, yolsuzlukla mücadelede en az güvenilen kurum." Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasını da eleştiren Şener, şöyle devam etti: "Can Dündar'ı sever ya da sevmezsiniz, ama önemli olan hukuk. Birbirini sevmeyen insanlar birbirlerini hapse atmak isterlerse Türkiye'de, herhalde nüfusumuzun tamamı birbirinden nefret ettiği için hepimizin hapishanede olması lazım. İster iktidara yakın olun ister muhalif olun, herkesin buna karşı çıkması gerek. Cezaevinde başka gazeteciler de var, cemaatin operatörleri. Bahsettiğimiz kişiler gazetecilik yapıyor ama devletin içindeki çetenin elemanları. Her yerde uzanıyorlar. Bunların yaptığı Can Dündar'ın yaptığından farkı var. Can, ortada olan görüntüyü, olguyu yayınlayıp kenara çekiliyor. Ötekiler proje geliştiriyor. Sizin hakkınızda algı yaratıyor, bunlar ihbara dönüşüyor, ihbar dosyaya dönüşüyor, sonra gözaltına alınıyorsunuz. Yazdığı baştaki yalanı savcının iddianamesi de böyle çıktı diye sunuyor, haber yapıyor. Bizim başımıza gelen buydu."