Emre BAYLAN/ ANTALYA, (DHA) - TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye'de avukatlığın yaşadığı en büyük sorunun keyfilik olduğunu belirterek, "Günün hakim konjonktürüne göre filanca cemaatin tanıdığı, falanca siyasinin tanıdığı, falanca iş adamanın tanıdığı kişi 'Ben bu işi kotarırım' dediğinde o işi alması sıradan olmuş ise o memlekette avukatlık uzatmaları oynamaktadır" dedi. Türkiye 8'inci Stajyer Avukatlar Kurultayı, Antalya'da başladı. İki gün sürecek kurultayın açılışında konuşan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, avukatların bugün yaşadığı en büyük sorunun keyfilik olduğunu söyledi. "Keyfi bir düzene karşı çarpışıyoruz" diyen Feyzioğlu, bunun ortadan kalkması için hukukun üstünlüğünün sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Keyfilik nedeniyle avukatın bilgisi, iş disiplini, tecrübesi ve bütün bu özelliklerini artı değer olarak dosyasına yansıtmasının mümkün olmadığını belirten Feyzioğlu, şöyle konuştu: "Eğer iş, birikimli, disiplinli, namuslu bir avukat tarafından sahiplenildiğinde, o avukat, o dosyada fark yaratamıyor, fakat günün hakim konjonktürüne göre, filanca cemaatin tanıdığı, falanca siyasinin tanıdığı, falanca iş adamanın tanıdığı kişi 'Ben bu işi kotarırım' dediğinde, o işi alması sıradan olmuş ise, o memlekette avukatlık uzatmaları oynamaktadır. Bugün, Türkiye'nin içine düştüğü durum, avukatlığın yerini, hukuk devletinin askıya alınmasına bağlı olarak iş takipçilerinin almasıdır. Mücadele etmemiz gereken en temel konu, iş takipçiliği yerine avukatlık konusudur." "OLAN AVUKATA OLUR" İş takipçiliği derken arzuhalciliği işaret etmediğini, 'yüksek yerlerde, karar mercilerinde tanıdıklarım var' diyenlerden söz ettiğini vurgulayan Feyzioğlu, "Bunların sıfatları ister avukat, ister müteahhit, ister ne olursa olsun, bunların sıfatının avukat olmadığını söylüyorum" dedi. Bunun iktidarlara göre değişen bir durum olmadığını belirterek açıklamalarını sürdüren Feyzioğlu, "Yarın o cemaat gider, işinizi nezdinde takip edecek kimse kalmaz. Yarın bu iktidar değişir başka iş takipçileri onların yerini alır. Olan her zaman avukata olur" diye konuştu. "AVUKATIZ, İŞ TAKİPÇİSİ DEĞİLİZ" Feyzioğlu, bu ortamda Türkiye Barolar Birliği ve barolara yöneltilen, 'Biraz da avukatlık meseleleriyle uğraşan' eleştirilerin ancak az gelişmiş toplamlarda avukatın sadece iş takipçisi olarak görülmek istendiği bir düzeyin ispatı olduğunu savundu. Feyzioğlu, şunları söyledi: "Biz avukatız, iş takipçisi değiliz. Avukatlığımız tescilleyecek olan da hukukun üstünlüğüdür. Hukukun üstünlüğü için yürüttüğümüz mücadele insan haklarını, temel hakları ve demokrasiyi koruma görevinin çok ötesine geçmiştir. Avukatlar için ekmek mücadelesine dönüşmüştür. Bazıları da demektedirler ki, 'Şu iktidarla al gülüm ver gülün iyi geçinsene' Meslek örgütlerinin ve demokrasinin lokomotifi baroların iktidarlarla 'cici' geçinmesi gibi bir zorunluluk asla yoktur. Bu 'cici' geçinme sadece ve sadece meslektaşlar üzerinden ahlaksız tekliflerle yönetenlerin hayatını daha huzurlu kılmaya yöneliktir. Her baro başkanı çeşitli düzlemdeki iktidarlara göz kırpmakla hayatını daha kolay hale getirebilir. Oysa hizmet ettiği kitlenin her türlü menfaatini o kitlenin sahip olduğu yetkileri engel gören muktedirlere peşkeş çeker. Biz peşkeş çekenlerden olmayız. Peşkeş çekmek isteyenlerin karşısında son nefesimizi vermeye ahdettik."