Mehmet ÇİL/DATÇA (Muğla), (DHA) - DATÇA Belediye Başkanı CHP'li Şener Tokcan, 30 Mart yerel seçimlerinde yüzde 46 oy oranıyla ikinci kez seçildiği başkanlıktan istifa ettiğine dair dilekçesini kaymakamlığa teslim etti. Belediye Meclis Salonu'nda ziyaretine gelen CHP'li kadınlara dert yanan Tokcan, Datça'nın Özel Çevre Koruma Bölgesi olması yüzünden yapılacak her çalışmada Ankara'ya bağımlı olmanın sıkıntılara yol açtığına, Büyükşehir Yasası ile birlikte bu sıkıntının katlandığına dikkat çekerek "Modern muhtar gibiyim" dedi. Kısa süre önce istifa edeceğini açıklayan Datça Belediye Başkanı Şener Tokçan, bugün istifa dilekçesini kaymakamlığa teslim etti. Belediyeye gelen Tokçan, meclis salonunda ziyaretine gelen CHP'li kadınlarla bir araya geldi. Datça Belediyesi olarak yetkisiz sorumlu konumuna gelindiğini belirten Tokcan, bu koşullarda görev yapmanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirtti. İstifa kararının şaşırtıcı olduğunu kabul ettiğini ifade eden Tokcan, şöyle konuştu: "Sizlerin yerinde ben olsam, ben de şaşırırdım. Ben belediye başkanlığı görevlerimin, belediye kanununda yer alan görevlerimin ancak yüzde 20'si ile uğraşabiliyorum. Orada yazılı olmayan görevler, beni bunalttı. Ve bitecek gibi gözükmüyor." Belediye hizmetleri konusunda yeterli yetkiye sahip olmadıklarından yakınan Tokcan, "Örneğin plajlar. Plajları sadece çöp sepeti koyup temizliyorum. Mavi bayrak alıyorum ama plajlarla ilgili bir düzenleme yetkisini Ankara bize vermiyor. Sanki ben bir başka ülkenin belediye başkanıyım. Bu yetkiyi bana değil de, bir başka ülkenin belediye başkanına vereceklermiş gibi bakılıyor" diye konuştu. İNLEME BAŞLATILDIĞINI ANLATTI Datça'daki eski Öğretmen Evi'nin önünde, kıyıda yaptıkları düzenlemeyle ilgili hemen inceleme başlatıldığını ifade eden Tokcan, şunları söyledi: "Kaçak dolgu yapıyormuşuz' diye koşa koşa geldiler. Ne yaptık, var olan bir yeri tesviye ettik. Ankara'nın Muğla'daki temsilcileri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlileri tutanak tutup gittiler. Muhtemelen bu işe sebebiyet veren bizler yargılanacağız. Öte yandan; Rize'de bilmem nereye kadar alan dolgu sahası yapılıyor. Biz ne yaptık? 30 yıl önce Öğretmenevi yapılırken, devletin valisi tarafından falez gibi olan tepelik alan dümdüz edilerek denize itildi. Biz itilenlere bir parça şekil vermeye çalışıyoruz. Ben kendi mekanıma alan mı kazandırıyorum? Datça halkına yaşayabileceği alan kazandırıyorum." BÜYÜKŞEHİR'E ELEŞTİRİ Haklarında imzasız hakaret dolu ihbar mektuplarının gönderildiğine değinen Tokcan, "İki katlı binanın kot farkı nedeniyle üç katlı hale getirildiğini söylüyorlar. Kadir Topbaş açıkladı; 'İstanbul'un yüzde 70'i kaçak' dedi. Sultanbeyli'nin tamamı kaçak. Belediye, kaçak binada oturuyor. Bizim ruhsatlı binada '1 kat fazla' deniliyor. Coğrafi konumdan haberleri yok" diye konuştu. Büyükşehir Yasası'nı da eleştiren Tokcan, "En küçük fiyat tarifesinde bile Muğla'dan onay alıyoruz. Bizim Büyükşehir Belediyesi ile hiçbir sıkıntımız olmaz. Sistemde sıkıntı var. Modern muhtar gibiyim. Bizi birbirimize düşürecek bir sistem var. Osman Gürün (Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı) bizim işlerimizi engelleyen biri gibi gösterilmek isteniyor. Sistem Osman Bey'i bizlerin karşısında bize engelmiş gibi gösterilmesine neden oluyor. Ne yazık ki bu sistem dünyada ilk kez Türkiye'de uygulanıyormuş" dedi.