Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA) - ANTALYA'da obezite ve diyabet (şeker) hastalıklarından 'tek anastomozlu gastrik bypass' ameliyatıyla kurtulan edebiyat öğretmeni Levent Gültepe, gece eşinden gizli sürekli yemek yediğini belirterek, "Beni buzdolabı hırsızı yapan hastalıklardan kurtuldum" dedi. Antalya'da oturan evli ve 2 çocuk babası 44 yaşındaki Levent Gültepe, 9 yıl önce diyabet hastalığına yakalandı. Diyabete bağlı sürekli açlık hissi yaşayan Gültepe, yemek yeme arzusunun önüne geçemeyince 111 kiloya yükseldi. Günde 40 ünite insülin ve diyabet hapı kullanan Gültepe'nin açlık şeker seviyesi ise 280'inin altına hiç inmedi. Kilo artışıyla birlikte sağlığı iyice bozulan Levent Gültepe, gittiği Özel Antalya OFM Hastanesi'nde obezite ve diyabetten 'tek anastomozlu gastrik bypass' ameliyatıyla yöntemiyle kurtulabileceğini öğrendi. Operasyon konusunda araştırma yaptıktan sonra hastaneye yatan Levent Gültepe, Doç. Dr. Aziz Sümer ve ekibi tarafından 23 Ağustos'ta ameliyat edildi. 9 GÜNDE 9 KİLO VERDİ Hem obezite hem de şeker hastalığında kurtulan Levent Gültepe, 9 günde 9 kilo verdi. Hızla iyileşmeye başlayan Gültepe, "Bu hastalıklar beni buzdolabı hırsızı yaptı. Kendi malımın hırsızı oldum. Yeme arzumun önüne geçemediğinden eşim ve çocuklarımdan gizli buzdolabında ne bulursam yiyordum. Geceleri sürekli uyanarak buzdolabına saldırıyordum" dedi. Hastalığı nedeniyle zamanının büyük bölümünü hastanede geçirdiğini anlatan Gültepe, "Uzun araştırmalardan soran gastrik bypass ameliyatı olmaya karar verdim. 9 günde çok şey değişti. Keşke daha önce bu ameliyatı olsaydım. Gece uykularım düzene girdi. En önemlisi rahatladım ve rahat düşünmeye başladım. Artık antidepresan ilacı kullanmıyorum. Kabus görmüyorum. Kalbim ne olacak, damarlarım ne olacak, kör mü olacağım, yarın çocuklarımı görebilecek miyim gibi endişelerim bitti. Ama en önemlisi bundan sonra kendi malımın hırsızı olmayacağım. Böyle bir mizahi yönü de var bunun, artık gece eşim ve çocuklardan gizli elma, portakal, muz yemeyeceğim. Beni buzdolabı hırsızı yapan hastalıklardan kurtuldum. Şimdi çok mutluyum. Artık her şeyi yiyebileceğim ama ölçüsünde" diye konuştu. 'YORUCU 9 YIL GEÇİRDİK' Fizik öğretmeni Serpil Gültepe ise ameliyat sonrasında sadece eşinin değil kendi yaşantılarının da düzene girdiğini söyledi. Çok yorucu 9 yıl geçirdiklerini ifade eden Serpil Gültepe ise şöyle konuştu: "En büyük sıkıntıyı da eşime yardımcı olamadığımız için biz yaşadık. 17 yaşında oğlum ve 12 yaşında kızım var. Biz de babamızla birlikte bu hastalığı yaşadık. Eve tatlı almamaya çalıştık. Diyabetliler için hazırlanmış tatlılardan yemesine müsaade ettik. Bazen kaçamaklar yapmasına da müsaade ediyorduk. Ama eşim bizden gizli normal tatlılardan yiyormuş. Bize ufak tefek aldatmalar yaşattı. Evimizde küçük yemek hırsızlıkları da oldu. Akşam yapılan yemeği sabah buzdolabında bulamazdık." TEK ANASTOMOZLU GASTRİK BYPASS Ameliyatı gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Aziz Sümer ise 1.90 boyundaki Levent Gültepe'nin ameliyat öncesinde 111 kilo olduğunu söyledi. Cerrahi müdahaleden yaklaşık 18 saat sonra hastanın tüm ilaçları kullanmayı bıraktığına değinen Doç. Dr. Sümer, şeker seviyesinin ise 280'den 100-110 civarına düştüğünü kaydetti. Ameliyat yöntemi hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Sümer, şöyle dedi: "Metabolik cerrahi, sindirim sistemini kapsayan bir ameliyat sistemi. 10 çeşit bariyatik ve metabolik ameliyat yöntemi var. Hangi yöntemin hangi hastaya uygun olduğunu klinik bulgularla karar veriyoruz. Hastamız için 'tek anastomozlu gastrik bypass' yöntemini kullandık. Bu yöntemle hastanın yeni oluşturulan midesine aldığı yemekler, direkt arka bağırsağına gönderiliyor. Böylelikle vücutta insülin benzeri hormonların salgılanmasına yardımcı oluyor. Hastanın var olan insülin aktivitesini arttırdığı için hasta insüline ihtiyaç duymuyor ve şeker hastalığından kurtuluyor." Levent Gültepe'nin laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan ameliyattan 6-7 saat sonra yürümeye başladığını da kaydeden Doç. Dr. Sümer, genel olarak hastanın 3 gün içinde de taburcu edildiğini ifade etti. TEK ANASTOMOZLU GASTRİK BYPASS AMELİYATI NEDİR? Bu yöntemde, önce mide tüp haline getirilir. Sonra ortalama 6,5 metre uzunluğunda olan ince bağırsağın son 250 santimetrelik kısmı midenin çıkışına bağlanır. Bu sayede mideden geçen gıdalar, sindirimin başladığı ince bağırsağın büyük bir bölümünü atlayıp, 250 cm'lik bir ince bağırsakta emildikten sonra, emilim işlevi olmayan kalın bağırsağa iletilmektedir. Böylece hem gıdaların belli bir kısmının emilmesi engellenerek kalori ve yağ alımı azaltılmış, hem de sindirilmemiş gıdaların ince bağırsağın son kısımlarına temasıyla salınan bazı hormonlar aracılığıyla kilo kaybının ve metabolik sendrom üzerindeki etkinin oluşması çok daha etkili bir şekilde sağlanmış olmaktadır.