Mehmet AKTARAN / İstanbul, (DHA) - SENARİSTLİĞİNİ ve Yönetmenliğini Serkan Koç'un yaptığı “Ermeni Belgeleriyle 1915" adlı belgeselin galası bu akşam Ortaköy'deki Feriye Sinemaları'nda yapıldı. Galaya, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Belgesel gösterimi öncesinde konuşan Bedrettin Dalan, şunları söyledi: “Yemin ediyorum ki gerçekten Türklerin Ermeni meselesi yoktur. Ermeni meselesi Batılıların meselesidir. Batılıların Ermeniler üzerinde oynadığı oyundur. Keşke onlar bu oyunu fark edip de gözlerini açabilseler. Kışkırtmanın nereden geldiğini bir bilseler. Türklerle yeniden kucak kucağa olurlar. Tarih boyunca Türklerde yabancılara karşı ötekileştirme adeti yoktur. Bu teknik olarak da mümkün olmayan bir husustur. Birinci Dünya Savaşı çıktığında maalesef Ermenilere başarılamayacak bir rüya aşılamışlar. Bu rüyanın neticesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da iki taraf da kayıp vermiştir. Bu Ermenilerin katledilmesinden en çok ıstırabı kim çekti? Biz çektik, hâlâ çekiyoruz. Keşke olmasaydı. Ama keşke atalarım da Ermeniler tarafından öldürülmeseydi. Karşılıklı olarak bir katliam olduğu kesin. Burada ne Ermeniler ne de Türkler gerçek anlamda suçludur. Gerçek anlamda kışkırtıcılar suçludur. Ey Batı, suçunu kabul et, Türkleri ve Ermenileri hâlâ kışkırtma. Çünkü hâlâ Türkiye'nin üzerinde aynı oyunlar oynanmakta. Size tarih önünde, Tanrı önünde yemin ederim ki, Türkiye'nin Ermeni meselesinde bir kabahati yoktur. Bir Ermeni vatandaşımız bu ülke için Taksim'de kendini yakabiliyor" dedi. Belgesel gösteriminin ardından katkısı olanlara plaket verildi. Ardından kokteyle geçildi. BAŞBUĞ: BU KONUDA ÇOK SESSİZ KALDIK Program sonunda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Türkiye aslında bu konuda çok haklı. Durduğu yer, olayların içine girildiği zaman, Türkiye'nin her açıdan haklı olduğu çok net. Maalesef biz haklı olduğumuz konularda bile, biraz çekingenlikten, biraz da bilgi noksanlığından haklılığımızı uluslararası platformlara taşıyamıyoruz. Türkiye'nin bu konudaki bir tek büyük başarısı 1980'li yıllardadır. Ondan sonra 2015'lere geldik. Bu konuda çok sessiz kaldık. Şimdi bazı kıpırdanmalar var. Ben bu belgeselin de önümüzdeki süreç açısından bir başlangıcı teşkil edeceğini düşünüyorum" dedi.