Hasan POLAT/KAZAN(Ankara), (DHA)- TBMM eski Başkanı ve AK Parti'nin Ankara 2. Bölge 1. sıra milletvekili adayı Cemil Çiçek, Ankara'nın Kazan İlçesi'ne yapıtğı ziyarette, 1 Kasım'da yapılacak seçimin önemine dikkat çekti. Çiçek, "Bu bizim çok partili siyasi hayatımızda en başta gelen en önemli seçimlerden bir tanesi. İlk defa hükümet kurulamadığı için Anayasa'nın ilgili maddesi gereğince Cumhurbaşkanı Türkiye'yi seçime götürme mecburiyetinde kaldı. Dolayısıyla çok önemli bir seçim. Toplumda bir gerginlik, sıkıntı var. Nezaket içerisinde karşılıklı saygı, eleştiriye açık, ama her türlü hakarete de kapalı bir söylem geliştirelim. Türkiye'de seçimler sebebiyle hiç bir faydası olmayan kirlilikler yaşanır. Bayrak, flamalar, bunu asanlara da faydası olmaz. Sokakları kirleterek çok fazla bayrak, afiş asarak seçim kazanılmıyor" dedi. YUNANİSTAN'IN HALİ ORTADA Cemil Çiçek gazetecilere yaptığı açıklamada, bir belirsizliğin ortada olduğunu ve hükümetin kurulamadığını hatırlattı. Çiçek, 1 Kasım seçimleri ile birlikte bu belirsizliğin ortadan kalkmasını umduklarını anlatırken şöyle dedi: "Türkiye'ye, maliyeti çok büyük zaman kaybediyoruz. Zaman, fırsatları kaybediyoruz. Yunanistan'a bakıp değerlendirmek uygun olur. 6 yıl içerisinde 7 defa hükümet kurdu. 8'incisi kuruldu. istikrarsız dönem yaşadı. 1 yıl içerisinde 3 seçim yaptı ve Yunanistan'ın hali ortada. Ekonomisi ortada IMF'ye, AB'ye olan borçlarını hesaba katın Yunanistan'ın kendisine gelebilmesi büyük bir zaman isteyecek. Uzun bir belirsizlik döneminden sonra Türkiye, AK Parti iktidarı ile huzurlu ve istikrarlı bir dönem geçirdi. 7 Haziran seçimlerinde ise bir tablo çıktı ve bir hükümet kurulamadı. ümit ediyoruz 1 Kasım seçimleri, bu manada bu belirsizliği ortadan kaldırsın ve Türkiye kaldığı yerden yoluna, hizmetine devam etsin." Seçimlere giderken herkesin beklentisi olduğunu, bu işin tabiatı gereği emeklinin de, işçinin de, memurun da beklentisi olduğunu kaydeden Cemil Çiçek, şöyle devam etti: "Bunları imkan ölçüsünde karşılamakta hükümetlerin görevidir. Vatandaşımızın bu beklentilerini çok doğal karşılarız. Siyasetçiler de tutamayacağı sözü vermesin. Türkiye'nin gücünü aşan, devleti sıkıntıya, zora sokan ve içinden çıkamayacağı bir kısım vaatlerle de karşı karşıya bırakmamalıdır. Siyasetçi olmayacak vaatle hem siyasete itibar kaybettirir, hem de devleti doğru olmayan harcamalara yöneltir. Bunun en açık, en tipik misali 1991'deki erken emeklilik vaadini ve arkasından yapılan düzenlemedir. O zaman çok hoşumuza gitti, 38, 40 yaşında emekli olmak. Ama bugün devlet onun bedelini 2036'ya kadar ödemek mecburiyetinde. Gelecek nesillere bu kadar ağır yükler bırakmayacak, vatandaşın hayat seviyesini, refahını artıracak doğru düzenleme yapalım. Yani talepte makul olsun, verilen söz de buna uygun olsun." Önümüzdeki seçimle ilgili toplumda belli bir gerginlik, sıkıntı bulunduğunu belirten Cemil Çiçek, şöyle devam etti: "Bu manada bunu ortadan kaldırılması gerekiyor. Onun için nezaket içerisinde karşılıklı saygıya dayalı, her türlü eleştiriye açık, ama her türlü hakarete de kapalı bir söylem geliştirelim. İkincisi, Türkiye'de seçimler sebebiyle hiç bir faydası olmayan kirlilikler yaşanır. Bayraklar, flamalar, ötekidir, berikidir bunu asanlara da faydası olmaz. En çok ta küçük partiler bu bayrakları asarlar, flamaları asar, ama en az oyu da onlar alırlar. Demek ki sokakları kirleterek çok fazla bayrak asarak, çok fazla afiş asarak seçim kazanılmıyor, elbette propaganda olmadan olmuyor. Seçim dönemi, propaganda dönemi hem üslup kirliliğine itibar edilmemeli hem de çevreyi, fiziki çevreyi tabii çevreyi kirletecek davranışlarında kaçınmamız lazım."