Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA) - MERSİN'de CHP binasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ile 4 eski bakan Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar'ın maskeli fotoğraflarının bulunduğu, '17/25 Aralık Yolsuzluk Haftası' afişleri asılması nedeniyle haklarında dava açılan 2 CHP'li ilk duruşmada beraat etti. 19 Aralık'ta CHP Mersin İl Başkanlığı binasına 3 metre yüksekliğinde 6 metre genişliğindeki Bilal Erdoğan ile isimleri 17-25 Aralık operasyonlarına karışan 4 eski bakanın maskeli fotoğraflarının olduğu 'Çekin kirli ellerinizi bu halkın üzerinden' yazılı afiş asıldı. Polis, binaya gelip, afişin toplatılması kararı olduğunu belirterek o sırada parti binasında olan CHP Yenişehir İlçe Gençlik Kolları Başkan Yardımcıları Özgür Berkin Deniz ile Onur Kaya'ya tebliğ etti. Karar üzerine genç CHP'liler, afişi indirip, polise teslim etti. Olayla ilgili soruşturma yapan Cumhuriyet Savcısı, Özgür Berkin Deniz ile Onur Kaya hakkında 'Devlet görevi yapanlara hakaret' suçundan Mersin 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Bilal Erdoğan ile 4 eski bakan da Özgür Berkin Deniz ile Onur Kaya'dan şikayetçi oldu. İlk kez hakim karşısına çıkan sanık CHP'liler, savunmalarında, "Polis, afişin indirilmesi konusuna bize tebligat yaptı. Biz de afişi indirip polise teslim ettik. Afişi biz asmadık, sadece indirilmesine yardımcı olduk" dedi. Mahkeme hakimi, Deniz ve Kaya hakkında ilk duruşmada beraat kararı verdi. Kararı değerlendiren CHP Yenişehir İlçe Başkanı Yardımcısı Bülent Güme, afişin ifade özgürlüğü dahilinde asıldığını belirterek, "Açılan davada, yapılan yargılanmada yaptığımız savunmalar sonucunda, müvekkillerimin atılı suçu işlemediğini, kanunda atılı suça yönelik bir düzenlemenin olmadığı, bu düzenlemeye ilişkin de bir suç maddesi oluşmadığından dolayı beraatlarına karar verildi. Kaldı ki, bir an için böyle düşünülecek olursa bu tür eleştirilerin kamu görevlilerin ve siyasi kişilerin siyasi vasıfları nedeni ile Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi'nin yerleşik kararları gereğince ağır eleştiri sayılabileceği ve bunların suç unsurunu oluşturmadığını, suç kapsamına unsuru ve kastının olmadığı açıkça ortadadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesi gereğince de ifade özgürlüğü içinde bulunduğu açıktır. Bu nedenle de müvekkil hakkında beraat kararı verilmiştir" dedi. Sanıkların avukatlarından Semra Kabasakal da verilen kararın yerinde olduğunu vurgulayarak, "İfade özgürlüğü maalesef şu anda Türkiye'de yerle bir edilmektedir. Bu kararla ifade özgürlüğünün artık geçerli olduğunu mahkemece tescillendi" diye konuştu.