ANKARA, (DHA)- HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, düzenlediği basın toplantısıyla, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, "Bu savaşın taraflarından birisinin süreç içerisinde söyleyeceği bir söz, çatışmasızlığın önünü açması bakımından bu savaşın şiddetini ortadan kaldırması bakımından belirleyici bir yerde duruyor. Kamuoyunun dikkatleri daha çok bu noktaya yönelmiş durumda. Bence ihtiyaç, Kandil'le böyle bir bağın, siyasi köprünün kurulmasıdır" dedi. "DİL AĞRIYAN DİŞE GİDERMİŞ" Ankara'daki HDP Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP heyetinden bazı üyelerin Kandil'e giderek ateşkes olasılığına ilişkin görüşmelerde bulunduğu yönündeki iddialara ilişkin, şöyle dedi: "Kandil'e gitmedik. Hayır, Kandil'e gitme planımız yok. Kandil'e gitme koşulları da yok. Bugün Kandil dediğiniz yer, sürekli bombarduman altında bir coğrafyadır. Siyasi muhataplık temelinde bir görüşme gerçekleştirmenin asgari güvenlik koşulları dahi yoktur. Kandil'e gitme üzerine bir plan yapmanın da zemini yoktur. Dil, ağrıyan dişe gidermiş. Bütün kamuoyu ve siyasi mekanizmalar, bugün yaşanan ve şiddeti giderek artan savaşın çözümüne odaklanmış durumda. Bu savaşın taraflarından birisinin süreç içerisinde söyleyeceği bir söz, çatışmasızlığın önünü açması bakımından bu savaşın şiddetini ortadan kaldırması bakımından belirleyici bir yerde duruyor. O nedenle kamuoyunun dikkatleri daha çok bu noktaya yönelmiş durumda. Beklenti daha çok buraya evrilmiş durumda. Ben bu yönlü haberlerin de bu yönlü yaklaşımların; bir beklentinin, bir ihtiyacın dışa vurumu olduğunu düşünüyorum. Bence ihtiyaç, Kandil'le böyle bir bağın, siyasi köprünün kurulmasıdır." "O IŞIKLI TABELAYI HAZIRLATAN KORKU YANILDIĞINI GÖRECEK" Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yüksekdağ, Antalya’nın Gündoğmuş İlçesi'nin AK Partili Belediye Başkanı Mehmet Özeren tarafından yaptırılan ve üzerinde "HDP'ye gönülsüz oy veren korkaktır. Gönüllü oy veren alçaktır" yazısı yer alan tabela hakkında ne düşündüğü sorulunca, "Biz hiçbir zaman korku siyaseti ile oy almadık. O ışıklı tabelayı hazırlatan her kimse korku siyasetiyle oy alınabileceğini sanıyorsa yanıldığını görecek. Biz kimsenin gözünü korkutarak bir siyasi çalışma yapmadık. Ama bütün tarih boyunca şu çok temel gerçek olmuştur. HDP'ye oy vermek, yürek ve cesaret istemiştir. Ama bu memlekette çok yürekli insan varmış. Çok cesaretli insan varmış. 7 Haziran'da bize 6,5 milyon yürekli insan oy verdi" ifadelerini kullandı. TOBB önderliğinde Ankara'daki Sıhhiye Meydanı'nda, teröre karşı, gerçekleştirilecek olan yürüyüş hatırlatılarak HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yürüyüşle ilgili açıklamaları sorulan Yüksekdağ, şöyle dedi: "Bizim seçim sürecinde parti genel merkezimize saldırdılar. Parti genel merkezimiz önündeki Türk bayrağına da saldırdılar; ırkçı, linç grupları. Biz perşembe günü gerçekleşecek yürüyüşün amacının, bayrağa ve bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz, karşı çıktığımız şey, budur. Önünde Türk bayrağı asılı olan parti genel merkezimize saldıran güruh da o bayraklarla gelmişlerdi. Önünde bayrak asılı olan parti genel merkezimizi yaktılar. Bizim itiraz ettiğimiz şey, bayrağın kutsiyetinin ve bayrağın birleştirici değerlerinin ırkçılığa ve devlet terörüne alet edilmesidir. Kimse Türk bayrağını ve onun taşıdığı kutsiyeti ırkçı, savaş yanlısı, katliamcı emellerine alet etmeye kalkmasın. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınarak faşizm yapmasın. O bayrağın alında, kızılında Türk'ün Kürt'ün Laz'ın Çerkez'in kanı var. O bayrağın kızılını, gölgesini Türkçülüklerine, kafatasçılıklarına, faşizmlerine alet etmeye kalkmasınlar. Biz buna itiraz ediyoruz, ederiz." "BAYRAKLI YÜRÜYÜŞ HALKLARA KARŞI YAPILAN EN BÜYÜK HAKARET" Türk bayraklarıyla yürüyüş yapılacak olmasını aynı ülkede birlikte yaşamak isteyen halklara karşı yapılan bir hakaret olarak gördüklerini belirten Yüksekdağ, bu süreç içerisinde bu ırkçı, faşist yürüyüşler ve linç hareketleri esnasında Türk bayrağının kullanılmasını bayrağın kutsiyetine değerlerine yapılmış bir hakaret olarak gördüklerini söyledi. Yüksekdağ, "Aynı vatanda birlikte yaşamak isteyen halklara karşı yapılan en büyük hakaret olarak görüyoruz. Yarın öbür gün tarih karşısında hesap verecekler. Bu kadar büyük bir vahşeti, bu kadar bir iğrençliği bizlere vatanseverlik adına vatan savunması adına dayatanlar tarih sayfalarında çok karanlık şekilde anılacaklar. Bizler karakolların basılmasını, asker, polislerin ölmesini istemiyoruz. Buna karşı çıkıyoruz. Bizler gerillaların ölmesini de istemiyoruz. Bizler sivillerin bu süreç içerisinde ölmesini istemiyoruz. Bu gerçekleştirilecek yürüyüşte terörün her türlüsüne karşı tutum alacaklar mı? Cizre'de yaşamını kaybeden 35 günlük bebeğin ölümünü kınayacaklar mı? Sokağa çıkma yasağı kalkmadan 1 saat önce ekmek almaya giderken fırın kapısında katledilen 75 yaşındaki ihtiyarın katledilmesini lanetleyecekler mi? İşte bunlar çok önemli. Bizler şiddetin her türlüsüne karşı bütün Türkiye olarak ses ve tepki verelim diyoruz. Şiddetin her türlüsünü kınayalım. Bu yürüyüşte barışa güçlü bir çağrı çıkacak mı Bizim ilgilendiğimiz ve sorduğumuz soru budur."