Sayın Süleyman Soylu'yu 1990 yılından bu yana tanırım.
Aynı dönemlerde il başkanlığı,ilçe başkanlığı yaptık.
Soylu ,Babadan ve çocukluktan gelen bir siyasi tecrübeye sahip ve de bu gün o tecrübelerin sonucunda AKP içinde vals yapmaya devam ediyor.
G.O.Paşa meydanındaki S.Soylu ile bu günkü Soylu arasında dağlar kadar fark var en azından ben ilişkilerimden böyle görüyorum.
GOP ilçesinde sayın Soylu çok daha kibar, narin, nezaketli birisi olarak siyaset yapmışken, bakan olduktan sonra güç zehirlenmesi de diyebileceğimiz müthiş bir özgüvenle herkese vurdu,ezdi ve de hukuksuz uygulamalara imza attı.
En son aşevlerinin hesaplarına el konulması,bağış kampanyalarını engellemesi ve mahkeme kararı olmadan görevden alınan belediye başkanları uygulamalarına imza atması doğru olmamıştır.
Benim penceremden bakıldığında GOP meydanındaki Soylu ile bu günkü Soylu arasında çok büyük farklar olduğunu söylemem bundan.
Bu tespiti yaptıktan sonra sayın Soylu istifa ettiğinde inanın ben çok şaşırdım, çünkü kabinenin en deneyimli bakanı ve kendi partisini destekleyenlerinde çok başarılı bulduğu bir bakanın istifasına çok şaşırdım.
Çünkü sayın Soylu bu gün sayın Erdoğan kadar siyasi tecrübeye sahip birisidir ve de siyasetin dar labirentlerinden nasıl kazasız belasız geçileceğini çok iyi bilir.
İstifasından sonra çığ gibi büyüyen bir destek aldı,buna da hiç şaşırmadım.
Hatta istifasını geri alsın diye intihar etmek isteyenler oldu,korona tehlikesi dinlenmeden sokak gösterileri yapanlar oldu.
Benim tanıdığım sayın Soylu'yu bu büyük destekten sonra artık hiç kimse tutamaz.
Çünkü böyle bir desteği arkasında gören hangi siyasetçi olursa,olsun babasını bile tanımaz artık.
Bu günden sonra sayın Soylu AKP'deki gelecekle ilgili bütün kapıları açmış ve yolun çıkacak herkesi ezip geçecek güce erişmiştir.
Önündeki tek engel ise sayın Erdoğan'dır.
Siyasette ben ''sayın Erdoğan'a sadığım'' gibi hamaset dolu sözleri biz çok duyduk.
Bunu Ecevit- İnönü ve de Demirel, Erbakan ilişkilerindeki olaylardan tek tek biliyoruz.
Bunları uzun uzun anlatmak mümkün fakat yazı uzayacak tekrar konuya dönelim.
Dedik ya, artık sayın Soylu'nun önündeki tek engel sayın Erdoğan'dır.
Bundan sonra sayın Erdoğan sonrası AKP'nin tepe noktasının tek adayı vardır o da sayın Soylu'dur.
Çünkü sayın Soylu istifa ederek ve arkasında oluşan büyük desteği görerek ''Ben buradayım ve ben istemeden hiç kimse bana bir şey yapamaz'' mesajını vermiştir.
Daha önce damat Soylu- Albayrak rekabeti anlatılırdı şimdi ise halk desteği açısından Soylu Everest olmuş, Albayrak ise artık Uludağ bile değildir.
İşte bu durum sayın Soylu için en büyük tehlike olarak yakasına yapışmıştır.
Bizlerin yıllardır tanıdığı sayın Erdoğan böyle bir güçle ve kamu oyu desteği sağlamış bir bakanla uzun süre yan yana duramaz.
Çünkü tek adam rejiminde ikinci güçlü bir adama sayın Erdoğan hiç bir zaman içine sindirmeyecektir.
Artık sayın Soylu bundan sonra sayın Erdoğan'ın radarındadır ve onun en küçük hatasında o hatayı büyütmek ve yanındaki güçlü birisini ekarte etmek için zaman kollayacaktır.
Çünkü sayın Erdoğan bu güne kadar dirayetli, güçlü ikinci adamlarla hiç çalışmadı bu konuda güç elde edenleri de hemen yanından uzaklaştırdı.
Aynı durum sağlık bakanı Koca içinde geçerlidir.
Kamu oyunda özellikle AKP tabanında ve Kürt seçmen de sempati kazanan sağlık bakanı Koca'da bu tehlikenin içindedir.
Önümüzdeki dönem, sayın Soylu ve Sayın Erdoğan arasında ki bu ilişkilerin siyaset dünyasında çakan kıvılcımlarıyla devam edecektir.
Benim tanıdığım sayın Erdoğan hiç bir zaman güç kazanmış,parti içinde parlayan,halk desteği bulmuş Soylu'yu o konumunda siyaset yapmasına izin vermeyecektir.
AKP içinde esas mücadele şimdi başlıyor.
Ayrıca sayın Soylu'nun arkasında kamu oyu desteği dışında sayın Çillerle olan ilişkilerine ve ana- oğul muhabbetine de dikkat çekmek isterim.
AKP içinde bundan sonra rekabet sayın Erdoğan ve sayın Soylu arsında sürecektir.