CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, propaganda çalışmalarında kullanılmak üzere "Hayır Demezseniz Ne Olacak?" adıyla 20 maddelik çalışma kitabı hazırladı.

Ben de, seçmenleri doğru bilgilendirmek amacıyla, çalışma kitabı'nda yer alan hususları okurlarım ile paylaşıyorum..

Umarım ; seçmenler  de bu çalışma kitabında yer alan hususları çok iyi değerlendirerek, özğür iradeleriyle doğru bir seçim yaparak, gelecek yarınlarını ve devletin yönetim rejimini belirlerler.

Unutulmasın ..Egemenlik kayıtsız şartsız MİLLETİNDİR..

Haydi ; Ülkemiz ve milletimiz için HAYIR'lısı olsun...


İşte CHP'ye göre ; Referandumda 'HAYIR' demezseniz bunlar olacak:

1) Tek adam rejimi kurulacak, tek adam her şey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak.

2) Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. O parti belki de senin hiç oy vermediğin / hiç sevmediğin bir parti olacak.

3) O partinin genel başkanı hakimleri atayacak. Kararname adı altında kanun yapabilecek. Seçtiğin Millet Meclisini fesih edebilecek. Orduya emir verecek.

4) Seçtiğin milletvekillerinin hiçbir hükmü kalmayacak. Sözünü kimse dinlemeyecek.

5) Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Japonya gibi değil, Suriye, Libya, Mısır, İran, Kuzey Kore, Uganda gibi bir ülkede yaşayacaksın.

6) Rejim değişecek. Sadece adı Cumhuriyet olacak. Gerçekte krallık gibi her şey bir kişinin elinde olacak. Demokrasi kalmayacak.

7) Başkan sokakta bir kişiyi öldürse, 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak.

8) Başkan ve yardımcıları ile bakanları yolsuzluk yapsa, yetim hakkı yese, devlet malına el uzatsa dahi 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak.

9) Başkan kendini ve bakanlarını mahkemeye çıkarma girişiminde bulunan meclisi fesih edebilecek.

10) Hakimler ve savcılar Başkanın sözünden çıkamayacak. Başkan hak hukuk tanımaz, zorba biriyse seni koruyacak hiç kimse olmayacak. Can ve mal güvenliğin kalmayacak.

11) Tek adam karar verdiğinden belirsizlik hakim olacak. Kimse yatırım yapmaya cesaret edemeyecek. Ekonomi tek adamın keyfine göre vereceği kararlara kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş gelecek.

12) Asgari ücreti, fiyatları, maaşları, işçi memur alımlarını, dernek sendika kurulması ve kapatılmasını, her şeyi tek adam belirleyecek.

13) Tek adam kimsenin aklına ihtiyaç duymayacağından, devlet ve toplum hayatında danışma, ortak akıl, uzlaşma gibi yöntemler olmayacak. Çatışma, kutuplaşma ve terör için en uygun zemin oluşacak. Çatışma ve terör artacak.

14) Beş yılda bir sandığa gidip bir Başkan bir de onun partisinin çoğunlukta olduğu Meclisi seçeceksin. Bir dahaki seçime kadar sana kimse bir şey sormayacak. Seçtiğin milletvekili de Başkanı kontrol edemeyecek, senin hakkını koruyamayacak.

15) Başbakan olmayacak. Bakanlar sadece Başkana karşı sorumlu olacak, Meclise karşı sorumlu olmayacak. Milletvekillerini umursamayacak.

16) Seçtiğin milletvekilleri bakanlardan ve bürokratlardan hizmet yapmasını isteyemeyecek, hesap soramayacak. Sana hizmet getiremeyecek.

17) Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek. Buraların hepsi “Başkanın Partisine” göre düzenlenecek.

18) Devlet parti devleti olacak. Başkan senin partinden değilse devlet kapısında yerin olmayacak.

19) Başkan isterse devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek.

20) Başkan, padişahlarda dahi olmayan, Atatürk’e bile verilmeyen yetkilere sahip olacak. 

"Hakların güvence altına alınmadığı ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda aslında bir anayasa da yoktur. Anayasa mahkemesinin olağan üstü hal kararnamelerini denetlememe yönünde verdiği kararla, OHAL tümü ile keyfi bir KHK yönetimine dönüştürülmüş bulunmaktadır. Bu durum sürerken meşru ve demokratik bir anayasa tartışması yapılamayacağını biliyoruz. 

Gençlerimize 18 yaşında seçilebilme hakkı verilmek istenmesi olumludur. Ancak Anayasa mevcut haliyle 25 yaşında seçilme imkanı vermesine rağmen, Meclis'te bugün bir elin parmakları kadar bile temsil edilmedikleri ortadayken, bu düzenlemenin aslında gençleri Meclis'e taşımayacağı açıktır. 

Yapılmak istenen; demokratikleşmek için anayasa değişikliği değil bir rejim değişikliğidir. Ülkeyi ve insanlarının hak ve özgürlüklerini bir kişiye teslim etme girişimidir.

Bu bir kişi dünyanın en demokrat insanı bile olsa bu kadar yetki ve sorumsuzlukla yine bir diktatöre dönüşeceği açıktır. Parlamenter demokratik sistemin ortadan kaldırılması girişimidir. 

Cumhuriyetin kurucu değerlerine saldırıdır. Kuvvetler ayrılığını yok etmektir. Sadece yürütme yetkisini değil, yasama ve yargıyı da tek elde toplamaktır. Bu Anayasa değişikliği Milli birliğimizi ortadan kaldırılarak, hem duygusal hem de fiili bölünmelere yol açacaktır. Ülkemizin eyaletlere ayrılması tehlikesi ile karşı karşıya kalınacaktır. 

Yurdumuzu ve milletimizi bir tek kişinin iradesine ve insafına bırakacak bu değişiklik önerisine sessiz kalmıyoruz. Bu ne bir kişinin, ne bir partinin meselesidir. Bu ne iktidar, ne de muhalefetin yanında olmak değildir. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğinin yanında olmaktır. 

Meselemiz; memleket meselesidir ve bu memleket hepimizindir"