Kadın polise artık başörtüsü SERBEST
Hayaldi, gerçek oldu..Kadın polise artık başörtüsü SERBEST ..
27 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik değişikliği kapsamında ülkemizde de emniyet mensuplarına yönelik kıyafet kısıtlamaları kaldırıldı.
Emniyet Hizmetleri Sınıfı mensupları Kıyafet Yönetmeliği'nde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yönetmeliğin 5'inci maddesinde yer alan " Resmi kıyafetle birlikte kıyafetin içerisine' ibaresi 'Bayanların şapka, kep veya örgü bere altında yüzünü kapatmayacak şekilde başlarına taktıkları üniforma rengindeki desensiz giysiler hariç, resmi kıyafetin içerisine " şeklinde değiştirildi.
Emniyet teşkilatları içerisinde kadın memurların başörtüsü takmasına onay veren son ülkeler hafta içerisinde aldıkları kararla Kanada ve İskoçya olmuştu.Kanada'da, Kraliyet Atlı Polisi'nin Müslüman kadın üyelerinin başörtüsü takmasına izin verdi.
Hükümet sözcüsü Scott Bardsley, başörtüsü izninin Kanada toplumundaki farklılıkları yansıtmayı ve RCMP'ye daha fazla Müslüman kadını çekmeyi amaçladığını belirterek, İsveç, Norveç ve bazı ABD eyaletlerinde polisin benzer uygulamalara gittiğini bildirdi.
İskoçya'da da Müslüman kadınların emniyet birimlerinde daha fazla yer almalarının önünü açmak amacıyla, başörtüsünün polis üniformasının resmi bir parçası olarak kabul edildiği duyuruldu.
Ülkede daha önce başörtüsü takmak isteyen polisler adaylarının bireysel onay alması gerekiyordu. İngiltere'nin başkenti Londra'daki büyükşehir polis teşkilatı ise, kadınların tesettürlü üniforma giymesini 10 yıl önce onaylamıştı.
Ülkemizde ise, İstanbul'da Taksim anıtında kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramı töreninde, ilk kez kadın bir Emniyet Müdürü başötüsü takarak, görücüye çıktı..
Polislerin birçok özlük ve sosyal haklarına ilişkin taleplerini 2002 yılından beri bugüne kadar öteleyen AK Parti hükümetleri TBMM'de gece yarısı mesaisi yaparak, bir çırpıda kadın polise başörtüsü serbestisi getiren yasa teklifini yasalaştırdı..
Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, kadın polise başörtüsü serbestisi getirilmesine destek verenler azınlıktaydı..
Çünkü ;Yasa çıkmadan önce, hiçbir kadın polisin görüşü ve düşüncesi alınmadan, erkek bürokratlar tarafından bu yasa teklifi hazırlanmıştı..
Benim de, Emniyet teşkilatında kesintisiz fiilen 30 yıl görev yapmış bir polis emeklisi olarak ; kanaatim şudur :
Ülkemizde kadın polise başörtüsü serbestisi islami dönüşümün hızlı adımlarıdır..
Kadın polislere türban serbestisi talep edilmesi başlı başına tahriktir.
Kadın polisleri hem teşkilat içinde hem halka karşı güç durumda bırakır.
Devlet memurlarına üniforma giydirilir ki dinsel veya benzeri aidiyet belirtisi olmasın...
Kamuda görevli memur bu yüzden futbol takımı rozeti bile takamaz.
Çalışan görevli polis ise, mevcut yasalar uyarınca ; spor dernekleri hariç hiçbir derneğe üye olamaz..
Tabii uygar olma iddiasındaki bir ülkeden söz ediyoruz.
Suudi Arabistan özentisi bir ülkeden değil.
Bu gördüğünüz Laik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yapılmış bir darbedir..!
Anayasaya karşıdır, diretmedir, Cumhuriyete ihanettir, Atatürk ilke ve inkilaplarına karşı bir ihtilaldir!
Bir yandan "milletçe birlik olalım" deyip, diğer yandan milletin inançlarına bu hançeri sokarak alay etmek, AKP hükumetinin bir numaralı oyunudur.
KAMUDA DİNİ SEMBOLLER OLAMAZ..!
Biz, kılık ve kıyafetin insanların özelinde tamamen serbest olmasını savunuyoruz. Kişiler, özel hayatlarında, sokaklarda istedikleri gibi dolaşsınlar.
Ancak dini görüşlerini resmi ve kamu kuruluşlarında sergilemek, ayırımcılığa yol açar.
Bu başladığı takdirde, gene kamuda, resmi kuruluşlarda, askeriyede başında Yahudi takkesi, boynunda Davud yıldızı, veya koskocaman bir Haç, İsa heykeli, papaz şapkası, veya sarık-kavuk gibi kişisel inançları ön plana çıkaran sembolleri görmeye hazır mısınız ?
Bu millet tek bir dinden, tek bir inançtan oluşmaz.
TÜRK MİLLETİ ÜMMET DEĞİL, MİLLETTİR..!
Herkes inancında hürdür. Ancak bu inancı devletin içinde gösteri malzemesi yapmak ne demokratlıktır, ne de laikliktir, düpedüz baskı, yani faşistliktir.
Umarız bu yanlışlıktan ve meydan okumadan derhal dönülür..
Aksi halde ülkemiz çok derin sorunlarla başbaşa kalabilir.